TMMOB 8. COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ KONGRESİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne bağlı odaların desteğiyle, 2007 yılından itibaren TMMOB adına Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasınca yürütülen Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) Kongrelerinin 8.'si, 20-22 Kasım 2024 tarihlerinde "Uzamsal Zekâ ile Kolektif Bilinç" ana temasıyla Ankara'da gerçekleştirildi.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz'ın açılış konuşmasıyla başlayan Kongre "Mekânsal Bilgi Teknolojileri Sergisi" açılışı ve Kongre anısı fotoğraf çekimiyle devam etti.
Kongrenin ilk gününde "Uzamsal Zekâ İle Kolektif Bilinç", "Uzamsal Zekâ ile Geleceğe Bakış: Doğal Kaynakların Sürdürülebilir Yönetimi ve Korunması", "Orman Yangınları ve Koruma Stratejileri: Uzamsal Zekâ ile Sürdürülebilir Orman Yönetimi", "Su Kaynaklarının Sürdürülebilir Yönetiminde Yapay Zekâ Destekli CBS Teknolojilerinin Yeri ve Önemi", "Kolektif Bilinç Bağlamında Ekosistem Sağlığı", "İklim Krizi Bağlamında Doğal Kaynaklar ve Hukuk", "Afetlerle Mücadelede Kolektif Güç: Uzamsal Zekâ ile Dayanıklı Toplumlar", "Afetlere Karşı Dirençlilikte Tehlike ve Risk Analizlerinin Önemi", "Jeotehlike Bilgi Altyapısı ve CBS Entegrasyonu: Daha Güvenli Bir Gelecek", "Afete Hazırlıklı Şehirler: İstanbul Planlama Ajansı Perspektifinden Kentsel Dayanıklılık", Afet Yönetiminde AFAD Perspektifi: Türkiye'nin Dayanıklılık Stratejileri ve Uygulamaları", "Kent Yönetiminde Dönüşüm: Uzamsal Zekâ ile Etkin Belediye Hizmetleri", "Toplu Ulaşımda Dijital Dönüşüm", "Su ve Kanalizayon Altyapılarında Dijital Dönüşüm", "Doğal Afetlerin Hemen Sonrasında Uydu Görüntüleri ve SAR Verileri Kullanılarak Yeni Nesil Yapay Zeka Modeli Tabanlı Elektrik Yapısal Unsurları Hasar Tespit Sisteminin Geliştirilmesi", "Belediye Hizmetlerinin Etkinliğinin Artırılmasında Mekânsal Zekâ ve Açık Verinin Önemi", "Afet Yönetiminde Dijital Dönüşüm" başlıklarında sunumlar gerçekleştirildi. İlk günün sonunda Dünya CBS Günü Resepsiyonu gerçekleştirildi.
İkinci gün; “Yapay Zekâ ile Mekânı Anlamak: GeoAI Uygulamaları”, “Açıklanabilir Yapay Zekâ”, “Sürdürülebilir Orman Yönetiminde Yapay Zekânın Kullanımı”, “Veri, Bilgi ve Bilgelik Yolunda Yapay Zekâ: Semantik Web Teknolojileri ile Yapay Zekânın Etkileşimi ve Semantik Zenginleştirme Bağlamında Uzamsal Zekâ”, “Yapay Zekâ Yöntemleri ile Uydu Görüntülerinden Orman Böcek Zararlarının Tespiti”, “Mekânsal Zekâ (GeoAI) Yeteneklerinin İrdelenmesi ve CBS Ortamında Uygulama Analiz Araçlarının Geliştirilmesi”, “Sağlıklı Toplum için Uzamsal Zekâ ve Kolektif Bilinçle Dönüşüm”, “Türkiye'de Sağlık Hizmetlerinin Dönüşümü: Halk Sağlığı Perspektifi ve Toplumsal Etkiler", “Uzamsal Zekâ ile Sağlıkta Yenilikçi Çözümler”, “Uzamsal Zekâ ile Sağlık ve Çevre için Atık Su İzleme: Kolektif Bilinçle Geleceğe Yatırım”, “Bütünleşik Sağlık Yönetimi için Mekânsal Karar Destek Altyapıları ve Teknolojik İnovasyon”, “CBS Özel Sektörünün Güncel Durumu ve Gelecek Vizyonu”, “Akıllı Şehirlerde Katılımcı Yönetim ve CBS Tabanlı Yenilikçi Çözümler”, “İzmir Web Tabanlı Yangın Destek ve İzleme Sistemi (YADİS)”, “İSKİ Kurumsal Coğrafi Bilgi Sistemi Gelişim Süreci”, “MAKS-KPS “Yerleşim Yerinde Oturanlar Yetkili İdare Bilgi Servisi”nin Önemi ve Kapatılmasının Belediye Hizmetlerine Etkisi”, “Kent Bilgi Sistemlerinin Türkiye’deki Yerel Yönetimlerde Uygulanabilirliği Üzerine Bir Değerlendirme”, “Havalimanlarında CBS Uygulamaları, Mekânsal Planlama ve Dijital Dönüşüm Üretimi”, “Akıllı Kentlerde Akıllı Yaşam ve Akıllı İnsan Bileşenlerinin Ölçülmesi”, “Kültürel Mirası Geleceğe Taşımak: Uzamsal Zekâ ve Disiplinlerarası İşbirliği Çözümleri”, “Kültürel Mirasın İzlenmesinde Yapay Zekânın Kullanımı”, “Farklı Veri Kaynaklarının Entegrasyonu ile Gordion (Yassıhöyük) ve Yakın Çevresinin Üç Boyutlu Modellenmesi”, “Ankyra’dan Ankara’ya: Çok Katmanlı Kentin Kolektif Hafızasının Mekânsal İzlerini CBS Ortamında Çözümlemek ve Değerlendirmek”, “Mekân | İnsan | Hafıza: Bozcaada'nın Kültürel Mirasının CBS Aracılığı ile Bütünleşik Korunması” başlıklarında sunumlar yapıldı.
Son gün; “Mekânsal Bilgiyi Güçlendiren Teknolojik İnovasyonlar ve Akıllı Çözümler”, “Kapalı Alan Navigasyon Sistemlerinde İnovatif Pozisyonlama ve Rotalama Yöntemleri: iNavi örneği”, “4D Web Uygulaması ile Sensör Verilerinin Görüntülenmesi”, “Yapı Bilgi Modelinin Görselleştirilmesi: Mekânsal Gösterge Paneli”, “Doğal Dil İşleme (NLP) Teknikleri ile Veri Zenginleştirme ve Değer Tahmin Modelinin Geliştirilmesi”, “Sentinel-2 Uydu Görüntülerinde Derin Öğrenme ile Süper Çözünürlük”, “3 Boyutlu Kadastro Uygulamalarında Veri Kalitesinin Arttırılması İçin Üçüncü Parti Yazılımların Yeri ve Önemi", “Doğal Afetlerde Mekânsal Verinin Gücü: CBS Tabanlı Risk ve Hasar Analizleri”, “Afet Risk Yönetimi ve CBS”, “Afet Risk Yönetimi: İstanbul’un Kentsel Dönüşüm Sürecinde Afet Öncelikli Müdahale Alanlarının Tespiti”, “Derin Öğrenme ile Depremden Sonra Enkaz Kaldırma Çalışmalarının Uydu Görüntüleriyle Takibi: Hatay Örneği”, “Gediz Deltası Taşkın Risk Analizinde Global ve Açık Erişimli Yükseklik Modellerinin Kullanılabilirliğinin Araştırılması”, “LANDSAT 9 ile Taşkın Hasar ve Risk Analizi; Zonguldak Örneği”, “Türkiye Diri Faylarına Ait Paleosismoloji Veri Tabanı Kapsamında Çevrimiçi Bulut Tabanlı CBS Uygulamaları”, “Toplumsal Dayanıklılık ve Katılımcı CBS: Kolektif Bilinç İçin Veri ve Bilgi Yönetimi”, “Çocuk Odaklı Şehir: Kapsayıcı Stratejiler İçin Veri ve Harita Tabanlı Web Platformu”, “Toplumsal Dirençliliğin Artırılmasında Kitle Kaynaklı Açık Veri Üretimi ve Bilgi Yönetimi: İzmir Planlama Ajansı / Karakulaklar Deneyimi”, “Afet ve Acil Durumlarda Topluluk Odaklı Açık Verinin Yeri ve Kullanımı - OpenStreetMap Örneği”, “Antiquake Risk Avcısı Topluluk Projesi – Kuzguncuk Mahallesi Afet Risklerinin Azaltılması Projesi Veri İletişim Platformu”, “Yerel Yönetimler Tarafından Üretilen Verilerin Tematik Haritalara Dönüştürülmesi: “haritala.com.tr” Platformu Önerisi”, “Mobil Planlamada CBS Tabanlı Müşteri Şikayetlerinin Değerlendirilmesi”, “Doğal Kaynaklar ve Tarımda CBS Destekli Yenilikçi Yaklaşımlar”, “Maden Sahalarının Ekolojik ve Ekonomik Açıdan Sürdürülebilir Remediasyonunun CBS ile Planlanması”, “Rüzgar Enerji Santralleri Uygunluk Analizi: Maksimum Entropi Yaklaşımı - Akdeniz Bölgesi Örneği”, “İklim Değişikliği ve Seracılık İçin En Uygun Yer Tespiti: Bala (Ankara) Örneği”, “LUCIS Modeli ile Uygun Tarım Alanlarının Belirlenmesi; Erzurum Örneği”, “Fındığın Fenolojik Özelliklerinin Belirlenmesine Yönelik Çok Zamanlı Uydu Görüntüleri Kullanılarak Bitki Örtüsü İndeks Zaman Serilerinin Oluşturulması”, “CBS ve Yapay Zekâ ile Gelecek Odaklı Mekânsal Veri Analitiği”, “Deprem Sonrasında Yıkılan Binaların Belirlenmesinde Kullanılan Yapay Öğrenme Yöntemlerinin Karşılaştırılması”, “Sentinel-2 Uydu Görüntüleri Kullanılarak İzmir Karşıyaka'da Meydana Gelen Orman Yangınının Etkilerinin Analizi”, “İklim Değişikliğine Uyum Sürecinde Sıcak Hava Dalgalarının Zamansal ve Mekânsal Analizi: Sakarya İli Örneği”, “Çok Değişkenli Uyarlanabilir Regresyon Eğrileri Algoritmasına Dayalı Hibrit Sınıflandırma Modellerinin Geliştirilmesi”, “İstanbul’da 1990-2018 Yılları Arasındaki Peyzaj Değişimlerinin Coğrafi Bilgi Sistemi Aracılığıyla Kompaktlık Metriklerine Dayalı Analizi”, “Düşük Maliyetli Lidar Cihazı ile Yapıların 3 Boyutlu Modellenmesi” başlıklı sunumlar paylaşıldı. Son olarak kapanış oturumunda Sonuç Bildirgesi kapanış konuşması gerçekleştirildi.
Kongrenin açılışında TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz şöyle konuştu:
"Değerli Meslektaşlarım, Değerli Hocalarım, Sevgili Öğrenciler
TMMOB Yönetim Kurulu adına hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Birliğimiz adına Harita ve Kadastro Mühendisleri Odamızın yürütücülüğünde düzenlenen Coğrafi Bilgi Sistemleri Kongremize hepiniz hoş geldiniz.
İlki 2007 yılında Trabzon’da düzenlenmiş olan Coğrafi Bilgi Sistemleri Kongremizin bugün burada 8.sini gerçekleştirmekten onur duyuyoruz.
Kongrenin yapılmasında büyük emekleri bulunan Düzenleme ve Yürütme Kurulumuza, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odamız yöneticilerine, Oda çalışanlarımıza ve elbette görüşlerini bizimle paylaşacak bilim insanlarına şimdiden teşekkür ediyorum.
Kongremizin başarılı geçmesini diliyorum.
Değerli Konuklar,
Doğanın ve doğal kaynakların insan ihtiyaçları doğrultusunda dönüştürülmesi çabası, biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki faaliyetlerinin ortak unsurudur.
Bu çabanın, dünyamızın ve insanlığın ortak geleceğini güvence altına alacak biçimde sürdürülebilmesi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin en önemli önceliklerinden birisidir.
Bu anlamıyla önümüzdeki 3 gün boyunca farklı boyutlarıyla tartışacağımız Coğrafi Bilgi Sistemleri, çok sayıda farklı mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı disiplini için temel veri kaynağıdır ve günümüzde etkin bir teknolojik araç olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Bu disiplinler arası niteliği nedeniyle Harita ve Kadastro Mühendisleri Odamızın yürütücülüğü üstlendiği bu kongremizin düzenleme kurulunda 11 ayrı odamızdan da temsilci bulunmaktadır.
Bilgisayardan çevreye, enerjiden madene, ormancılıktan doğal kaynaklara, ulaşımdan kriz yönetimine, kent planlamasından iletişime, altyapı uygulamalarından sanayileşmeye kadar her alanda Coğrafi Bilgi Sistemlerine dayalı teknoloji ve uygulamalara ilişkin bilgi ve çalışmaların paylaşılmasını, yaygınlaşmasını ve toplumsallaşmasını sağlamak bu kongremizin temel amacıdır.
Değerli Konuklar,
Günümüzde teknoloji geçmiş dönemlerle kıyaslanamayacak bir hızla gelişip yaygınlaşıyor.
Endüstri 4.0 devrimi olarak tanımlanan süreçte yapay zekâ kullanımı, robotik uygulamaların yaygınlaşması, nesnelerin interneti ve bilişim alanındaki gelişmeler tüm disiplinlerin ve sektörlerin üretim yaklaşımlarında bir paradigma değişimine de neden oluyor.
Yeni teknolojik atılımlar sadece teknoloji kullanımının yoğunluğunu artırmıyor; geleneksel üretim tekniklerinin egemen oluğu alanları da teknolojiyle buluşturup dönüştürüyor.
Üretim teknolojilerindeki bu gelişmeler , yanlarında kontrol yöntemleri, kalite güvence sistemleri, mühendislik eğitimi dahil eğitim ve belgelendirme konularında da yenilikleri beraberinde getiriyor.
İletişimden haberleşmeye, ulaşımdan lojistiğe, sanayiye, enerjiye, tarımsal üretime kadar pek çok alan, yeni teknolojik gelişmelerle sürekli olarak yeniden yapılandırılıyor.
Şunu hepimiz biliyoruz ki, yaşanan her teknolojik gelişme, o teknolojiyi üretip kullanabilen ülkelerle, teknolojik bağımlılığı olan ülkeler arasındaki sömürü ve bağımlılık iilşkisini daha da perçinliyor.
Bir başka deyişle bilgi ve teknolojiyi elinde tutan güçler dünya üzerindeki egemenliklerini daha da pekiştiriyorlar.
Gönül isterdi ki, ülkemizin bilim, teknoloji, sanayi ve mühendislik alt yapısının güçlendirilmesi, Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerinin, inovasyonun ve teknoloji yoğun üretimin desteklenmesi ülkemizin asli ekonomik önceliği olsaydı.
Ancak üzülerek belirtmek gerekir ki, ülkemizde 1980’li yıllardan itibaren kesintisiz olarak uygulanan rant temelli politikalar nedeniyle üretimi, yatırımı, sanayileşmeyi, bilimi, teknolojiyi, mühendisi ve insanı ikincilleştiren bir ekonomik yapı oluşturuldu.
Ülke ekonomisi arazi rantı üzerine temellendirildi. İnşaat, finans ve gayrımenkul sektörleri de bu temelin odağına yerleştirildi.
Sanayi bölgelerinde binlerce kişinin istihdam edileceği tesisler yerine, kent merkezlerinde binlerce dairelik konut projeleri daha çekici hale getirildi.
Ülke topraklarının tamamının, tarım alanları, ormanlar, yaylalar, meralar, milli parklar ayrımı gözetmeksizin arsa olarak değerlendirildiği rant ekonomisinin egemen olduğu bir süreç yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.
Sevgili Arkadaşlar,
Gelinen noktada, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları listesine baktığımızda, büyük bir bölümünün özelleştirilen eski KİT’lerden, 1930’lu yıllardan itibaren devlet teşvikiyle kurulan sanayi kuruluşlarından ve doğrudan dış yatırımlardan oluştuğunu görüyoruz.
Bu listede neoliberal politikaların uygulanmaya başlandığı dönemden sonra kurulan tek bir sanayi kuruluşuna bile rastlamıyoruz. Ülkedeki köklü şirketler dahi yatırımlarını sanayi üretiminden hizmet sektörüne kaydırmaktadır.
Ülkemizde artık her holding kendi gayrımenkul şirketini, kendi alışveriş merkezini kurmaktadır.
Türkiye’nin en zengin insanları listesine baktığımızda ise, büyük bir çoğunluğunun inşaat ve gayrimenkul işleriyle, hiçbir toplumsal yarar sağlamayan ödeme garantili KOİ projeleriyle, yok pahasına özelleştirilen kamu işletmeleriyle yükselişe geçen isimlerden oluştuğunu görüyoruz.
Bu manzara ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik çarpıklığın en özet halidir.
Dışarıdan gelen sıcak para ile şişen bu rant ekonomisi bazı yıllarda suni bir ekonomik büyüme yaratsa da bu büyüme kalıcı bir istihdam yaratamamıştır.
Bu sürecin bizi getirdiği nokta, ülkemiz mühendislik, bilim ve teknoloji alt yapısının çökertilmesi, üretim yeteneğimizin aşındırılması, bölgeler arası eşitsizliğin daha da büyümesi, dışa bağımlılığın daha da pekişmesi oldu.
Bugün içinde bulunduğumuz sosyo ekonomik bunalımda bu çarpık ekonomik yapının bir sonucudur.
Sevgili Katılımcılar,
Ülke olarak zor bir dönemden geçtiğimizi hepimiz biliyoruz.
Aklın ve bilimin yolundan sapıldığı anda kendimizi kör bir karanlıkta, içinden çıkılmaz bir bataklıkta buluruz.
Bugün içinden geçtiğimiz derin krizin nedenini biraz da burada aramamız gerekiyor.
Ülke paramız bu kadar değersizleştiyse, gelirlerimiz bu kadar düştüyse, işletmeler yatırım yapamaz hale geldiyse, insanlarımız borç yükü altında eziliyorsa , işsizlik, hayat pahalılığı, yoksulluk bu denli arttıysa bunun nedeni yıllardır uygulanan yanlış politikalar ve önceliklerdir
Bugün tüm ülke halkı olarak bu yanlış politika ve tercihlerin yıkıcı etkilerini gündelik hayatımızın her anında iliklerimize kadar hissediyoruz.
Bütün toplumsal kesimler gibi bu gelişmelerden biz, mühendis, mimar ve şehir plancıları da doğrudan etkileniyoruz.
Hepimiz giderek daha fazla yoksullaşıyoruz.
Hepimiz giderek daha zor koşullarda yaşıyoruz.
Artık sadece kendi hayatımızdan değil, gelecek kuşaklarımızın hayatlarından da feragat ederek yaşıyoruz.
Ülke olarak büyük bir çöküş yaşıyoruz ve bu çöküşte kamucu, toplumcu değerlere sahip çıkmaktan başka bir çıkışımız bulunmuyor.
Bu noktada gerek duyduğumuz şey toplumsal kalkınmadır. Bunun için stratejik ön görüyle tüm alanlarda ve tüm sektörlerde uzun erimli ulusal-toplumsal çıkarları esas alan politikalar gerekmektedir.
Ülkemiz bilim ve teknolojide yetkinleşmeli; bunu ülke ölçeğinde refah sağlayıcı toplumsal ekonomik faydaya dönüştürmeli ve bu amaçla kapsamlı bir ulusal strateji belirlenmelidir.
Yaklaşık olarak son 35 yıldır özelleştirme, serbestleştirme, kuralsızlaştırma, finans ve rant uygulamalarıyla tahrip edilen ekonomik ve sosyal yapı, kamusal bir anlayışla yeniden ayağa kaldırılmalıdır.
Doğaya ve insan yaşamına saygı gösteren bir yaklaşımla üretim, sanayileşme, kalkınma tam istihdam ve toplumsal refah perspektifi benimsenmelidir.
Topraklarımız, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız, mühendislerimiz ve emekçilerimiz az sayıdaki türedi için değil, ülkemizin, toplumumuzun gelişmesi için seferber edilmelidir.
Bizler TMMOB olarak 70’li yıllardan beri sahip olduğumuz bilimsel-teknik aklı, sömürgenlerin değil halkın çıkarları için kullanmanın mücadelesini verdik, veriyoruz.
Bugün burada bizi bir araya getiren de, bilimsel-teknik alandaki gelişmeler ile birikimlerimizi paylaşmak ve toplum yararına kullanabilmektir.
Bu anlayışla kongremizin hepimiz adına verimli geçmesini diliyor; TMMOB Yönetim Kurulu adına hepinizi saygı ve dostlukla selamlıyorum. Teşekkür ederim."