METEOROLOJİMO: SONUNDA BU DA OLDU; MERKEZ BANKASI GIDA ENFLASYONUNU İKLİM DEĞİŞİMİNE BAĞLADI

03.09.2024

TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası 3 Eylül 2024 tarihinde "Sonunda Bu da Oldu; Merkez Bankası Gıda Enflasyonunu İklim Değişimine Bağladı" başlıklı bir basın açıklaması yaptı.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) blok sayfasında 27/08/2024 tarihinde, “Türkiye’de iklim değişikliği ile gıda enflasyonu arasındaki ilişkiyi inceliyoruz notu” ile “İklim Değişikliği ve Gıda Enflasyonu” başlıklı bir makale yayınlandı.

Makalede özetle, bazı meteorolojik veriler ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri esas alınarak, tarımsal üretimin düşmesive 2019 yılından sonra gıda enflasyonundaki artışa dikkat çekilerek, “iklim değişiminin gıda enflasyonunu artırdığı” belirtilmektedir.

Makaleye ilişkin görüşlerimizi belirtmeden önce, iklim değişimi politikaları süreci ile ilgili kısa bilgilendirme yapmak gerekirse;

İklim değişimiyle ilgili politikalar, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP) toplantılarında tüm ülkelere ilan edilmektedir. COP toplantıları uluslararası şirketlerin amaçlarına ulaşmaları için kullanılan bir platformdur. Uluslararası güçler iklim değişimini kullanarak, enerji, tarım, sanayi başta olmak üzere birçok alanda üretim ilişkilerini yeniden belirlemeyi ve tüm alanlara sahip olmayı hedeflemektedir. COP toplantılarıyla yönetilmeye çalışılan iklim değişimi politikalarıyla, uluslararası şirketlerin kazançlarının yaklaşık 140-160 trilyon dolar arasında olacağı hesaplanmaktadır. Bunun 100 milyar doları ise gelişememiş ülkelere fon sağlanması adı altında, bu süreçte ülkelerdeki dirençleri kırmak amacıyla oluşturulan yapıların kullanması için harcanmaktadır. İklim değişimi ile mücadele adı altında yapılar oluşturulmuştur. Belirlenen dil kullanıldığı sürece bu yapılara fon akışları sağlanmaktadır.

İklim değişimi sera gazı salınımlarında ikinci sırada tarım sektörü sorumlu tutulmaktadır. Tarım sektörüne müdahale ile -sözde- sera gazı emisyonlarında azaltıma gidilmesi hedeflenmektedir. Ancak bu ne kadar gerçekçi bir durumdur?

TCMB, bilimsel gerçeklerden uzak ve dünya gerçekliği ile hiçbir ilgisi olmayan bu makaleyle neyi amaçlamaktadır?

Öncelikle bilinmesi gereken bir konu; iklim değişimi uzun yılları kapsayan meteorolojik veriler dikkate alınarak belirlenir. 2019 yılından 2020 yılına geçişle sınırlanarak açıklanamaz.

Ayrıca TUİK’in verilerinin ne şekilde ve hangi kabullerle toplandığı makale içerisinde paylaşılmamaktadır. Bu nedenle TUİK’in gıda enflasyonu ile ilgili verisi diğer etkenlerin yok sayıldığı varsayımıyla ortaya konmuşsa eksik kalmaktadır.

TCMB, ülkemizin ve ülkemiz insanlarının ekonomik alanda geleceğinde etkili olan bir kurumdur. Uluslararası yapıların amaçlarını herkesten daha önce görebilmelidir. Birkaç sıcaklık, yağış verisi ile gıda fiyatlarındaki artışların iklim değişimine bağlı olarak tarımsal üretimin üzerinden açıklanması ne kadar anlamlıdır?

Türkiye’deki tarımsal üretim ve enflasyon ile bir değerlendirme yaparsak;

Ülkemizin vazgeçilmezleri olması gereken birçok kamu kurum ve kuruluş ya tamamen ya da kısmen yok edilmiştir. Bu kapsamda ülkemizin kendi ihtiyaçlarına göre oluşturulan KHGM, Şeker Fabrikaları, ÇAYKUR, Fiskobirlik, TMO, Et Balık Kurumu, TARİŞ gibi birçok kurum ve kuruluşun kapanma veya özelleştirilme süreçleri çok iyi analiz edilmelidir.

İklim, tarımsal üretimi belirler. Ülkemiz birçok ana iklim ve alt iklim bölgelerine ayrılmıştır. Her bitki her bölgede yetişmez. İklim her yıl aynı etkiyi göstermez. Bu nedenle bir bölgede aynı tohumla aynı ürün hiçbir zaman elde edilemez. İKLİM DEĞİŞİMİ ÇOK UZUN YILLARI KAPSAR. İKLİM DEĞİŞİMİ BİR GECELİK, BİR GÜNLÜK, BİR MEVSİMLİK GİBİ ANLIK BİR KONU DEĞİL, UZUN VADELİ BİR GERÇEKLİKTİR.

Ülkemizdeki tarımsal üretim ve fiyatlar ile ilgili bir çalışma yapacaksanız, haddimiz olamayarak birkaç öneri yapmak isteriz.

Tarımsal üretimdeki düşüşün nedeni, iklim parametrelerinin değişiminden mi kaynaklı, yoksa başka ekonomik verilerden mi ya da yapısal sorunlardan mı? (Not: Tarımsal üretim iklim değişiminden dolayı düşüyor ise neden iki yıl üst üste ekilmeyen/ekilemeyen tarım topraklarına el konmaya çalışılıyor? Bu topraklara el konulmasının sonucu nereye varacaktır?)

Tahıl üreticilerinin, ürünlerini geçen yıl sattığı fiyata satamamasının nedeni nedir? Ülkemizdeki üretici ürününü değerlendiremezken, Ukrayna ve Rusya’dan alınan ürün miktarları nedir ve ne kadar bedelle alınmıştır? Bu ürünler nerede korunmaktadır?

Domates üreticisine sözleşmeli üretim için verilen sözleşmeye uyulmaması, verilen değerin çok altında satın alınmaya çalışılmasının nedeni nedir? Üretilmiş olan domatesler neden tarlalarda çürümeye terk edilirken, gelecek sezon ülkemizin ihtiyacı olacak domates ürünleri ithalatı enflasyona nasıl bir etki yapacaktır? Bu durum çay, fındık, fasulye, gibi tüm tarımsal ürünler için benzerdir. Süreç ürün özelliğinden dolayı farklılıklar göstermektedir.

Sulama ile ilgili yaşanan sorun suyun olmaması mıdır, yoksa başka bir durum mudur?

Tarımsal ürünlerin tüketiciye ulaştırılmasında Hal Kanununun etkisi nedir?

Başka ülkelerdeki gıda enflasyonu ile ülkemizdeki gıda enflasyonunu karşılaştırdınız mı? İklim sadece ülkemizde mi değişiyor?

Tarımsal üretimdeki tüm girdiler artarken, ürünlerin fiyatlarındaki artışın maliyeti karşılayacak kadar olmamasının nedeni ne olabilir?

Bilmenizi isteriz ki, tarımsal üretimdeki düşüşler iklim değişiminden kaynaklı değil, uygulanan politikalardandır. Bu politikaların amacı uluslararası şirketlerin gıdayı kendi tekellerine almaya çalışmasındandır.

Ya bu gidişe dur deyip kendi yetiştirdiklerimiz ile besleneceğiz ya da onların verdiği kadarıyla yetineceğiz.

Uluslararası şirketlerin öğretilerinden kurtulmak gerekir. Kendi bilgisini üretemeyenler ya da üretilen bilginin doğruluğunu kontrol edemeyenler esir düşmeye mahkûmdur.

İklim değişimi vardır ve asırlardır devam etmektedir. Son yıllardaki değişim önceki yıllara göre daha hızlıdır. İklim değişimi, sadece atmosfere salınan sera gazlarından kaynaklı değildir. Değişimin insan kaynaklı olmak üzere , Kara ve deniz ekosistemlerinin hızla yok edilmesi gibi, çok daha farklı sebepleri de vardır.

TARIMSAL ÜRETİMDEKİ DÜŞÜŞ İKLİM DEĞİŞİMİNDEN DEĞİL, TARIMSAL ÜRETİM İÇİN EKİM YAPILAMAMASI VE ÜRETİLEN ÜRÜNÜN TARLALARDA ÇÜRÜTÜLMESİDİR.

BU DURUM ÇOK BÜYÜK BİR ETİK SORUNUDUR.

Yeşil dönüşüm diyenlerin, tarım ve orman topraklarının yok edilmesi, suların kirletilmesi vb. çevre konularında hiçbir tepkilerinin olmadığının da görülmesi gerekir.

Bu makale bilimsellikten ve gerçeklikten uzak, yöntemleri açısından da yanlıştır. TCMB’nin görüşleri bu olmamalı ve sayfasında da bulunmamalıdır. Süreç bu yaklaşım doğrultusunda devam edecek olursa, gıda güvenliğimiz tehlikede demektir. TCMB iklim değişimi ile ilgili girmiş olduğu bu sarmaldan çıkmalı ve kendi gündemi olan enflasyon ile mücadeleye odaklanmalıdır.

İklim değişimine sığınarak gerçekler çarpıtılmamalıdır.

TMMOB

Meteoroloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu